2 Eylül 2010 Perşembe

istanbul

karanlıktan klavyeyi göremediğim zamanlar, yorgunluk biraz, biraz uykusuzluk aslında, bir bardak kola; asidi kaçmış biraz... yüne düşünüyor tabi uçurtmacı...

istanbul, gözünü sevdiğim.. farklılaştırmasa insanları, kaybetmese, kişilikleri kendi içinde eritmese... istanbul, kullandığım tek uyuşturucum..

bugün salacakta kız kulesine karşı sigarasını tüttüren yalnız adama o kadar çok özendim ki... tüttürebileydim dedim içimden keşke... belki üşümezdim...

istanbul, biricik afyonum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder