29 Temmuz 2010 Perşembe

cinsel şiddet!

'ben istediğim zaman eşimle cinsel ilişkiye girebilmeliyim' düşüncesi, bazı konulardan eşler bakımından haklılığı savunulabilecek tezler öne sürdürebilse de, bana göre insan hakları bakımından, bu konu daha derin incelenmelidir...

aslında konuya şuradan başlanmalı,

evlilikle birlikte eşler birbirlerine karşı koca-karı ilişkisi içerisinde sorumluluk altına girerler. eş olmanın getirdiği bu yükümlülükler, yerine getirilmediği takdirde olası bir 'ayrılık' ya da 'boşanma' kararına gerekçe oluşturabilir. çünkü bu yükümlülükler birlikte yaşamanın mümkünatı konusunda birçok bakımdan asıl belirleyicidir. günümüzde eşlerin cinsel yaşamın olmaması ve eşlerden birinin bu konuda eksiklik hissetmesi, ortak hayatı devam ettirmek için bir engel olarak görülmekte ve birçok boşanma kararının gerekçesini oluşturmaktadır. yani bugun siz eşinizle cinsel ilişkiye giremediğiniz için, boşanma davası acabilir ve boşanabilirsiniz. bunun böyle olması da bana göre olması gerekendir. konunun ahlaki ve vicdani sorgulaması kişinin kendi içinde görecelidir.

ilk paragrafta bahsettiğimiz cümleye dönersek,
bu konunun böyle olması, evlenme ve cinsel ilişki arasında nedensellik bağı olduğu anlamına gelmez. yani siz istediğiniz zaman eşinizle cinsel ilişkiye giremezsiniz. bu, hiçbir şekilde eşinize şiddet uygulamanın ya da şiddet yoluyla eşinizle cinsel ilişkide bulunmanın mazereti olamaz!

konu aile hukuku ve ceza hukuku bakımından iki farklı şekilde irdelenmelidir. ben istediğim zaman eşimle cinsel ilişkide bulunabilmeliyim demek, konuya cok dar bir bakış acısı getirir.

malesef günümüzde kadınlarımızın öenmli bir sorunu olan cinsel şiddet, evlilik dışında değil, evlilik içinde de gerçekleşmektedir. toplumun gelenekçi yapısı ve aile kurumuna olan aile yapsını korumaya yönelik korumacı baskısı evlilik içi cinsel şiddete karşı kadınlarımızın gözyummasına neden olmaktadır.

20 Temmuz 2010 Salı

ortaçgil konseri..

ortaçgil konseri öncesi son gelişmeleri öğrenmek için bir hukuk bürosuna bağlanıyoruz:
güneşli bir gün için kaliteli bir başlangıç, muhtemelen bitmesine yakın saatlerde de muhteşem bir bitiş olacak, ama bitmese hiç?
olur mu canım! bitmeyen gün olur mu?
neyse,
diyeceğim şu aslında,
dün öğrendim ki etrafında sevdiğin insanlar olunca aynı anıyı yuzbinlerce kez dinleyip her defasında kahkahalara boğulabiliyosunuz.
tabutta rövaşatayı izlediniz mi?
bence izleyin..
bu blogu okuyorsanız zaten izlemelisiniz,
''ama arkadaşlar iyidir''...

ortaçgile laf etmeden de geçmemeli,
bu akşam, en az ortaçgil kadar önemli bir akşam olacak benim için;
-adam 40 yıldır çalıyor, azizi ilk kez dinliycem,
-bu yüzden mi?
- tabii ki başka sebepler de var..
-anladım, umutla bakmak iyidir.
-nasıl ? :
'-ışığı gördün mü?
- tren lan o tren!!
-?!?!''
o zamansa, ''Ortaçgil'i severmisiniz?''

19 Temmuz 2010 Pazartesi

zincirbozan

bir mide bulantısı üzerine,
işaret parmağımı gezdirsem damağımda,
kaç kadın kusardım etrafa?

zehirlenmiş hayatlarla zehirlenen,
sindirilemeyenleri içinde sindiren bir hayat,
her neyse,
kaç kadın kusardım etrafa?

hani bir zincir,
bir parçası tekine bağlı ya,
o yüzden bir zincir..
ayrı olsa her biri; halka,
her halukarda maharet ipi ortasından geçirmekte,

yine de bir parçası diğerine bağlı ya,
kolye yapmaya benzemiyor meret ki şiir olsun,
zincir bozmaya benziyor,
kendini bozuyor,
kendimi bozuyor,

bir kafesin içine sığmayan bir sürü insan,
kafesin sahibi, daha büyük bir kafeste duramayan bir insan,
her neyse,
kaç insan kusardım etrafa,
bir mide bulantısı ki içimde,
kusturtmuyor...

ruhi bey?

Vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı
Vaktinde anlamanın sevinci mi
Ya da biraz geç kalmanın
O gereksiz tedirginliği mi
Hangisi

Ama belli ki sonundayız her şeyin
En sonunda.
.Edip Cansever.

fasl-ı ves'ile

nerden bulur insanlar bu saçmalığı allah aşkına, bir şarkıya hapsolur gibi hayat son zamanlarda, kendi kendime eziyet, yazmak bile eziyet, yazmıycam ulan,
velhasıl;
-kenan komutanım kenan komutanım!
-ne var ulan asker!
-komutanım, fatihi öldürdüler!!
- hasss... olamaaaaaz olamazzz, kesssinliklleee olamazzz!!

gibi bir durum.

neyse; bugunden sonra istanbul'u fetheden fatih'tir. anlaşıldı mı ulan! kenan ismini ağzınıza dahi almıycaksınızz.. bu emirdir ulaann!!