'ben istediğim zaman eşimle cinsel ilişkiye girebilmeliyim' düşüncesi, bazı konulardan eşler bakımından haklılığı savunulabilecek tezler öne sürdürebilse de, bana göre insan hakları bakımından, bu konu daha derin incelenmelidir...
aslında konuya şuradan başlanmalı,
evlilikle birlikte eşler birbirlerine karşı koca-karı ilişkisi içerisinde sorumluluk altına girerler. eş olmanın getirdiği bu yükümlülükler, yerine getirilmediği takdirde olası bir 'ayrılık' ya da 'boşanma' kararına gerekçe oluşturabilir. çünkü bu yükümlülükler birlikte yaşamanın mümkünatı konusunda birçok bakımdan asıl belirleyicidir. günümüzde eşlerin cinsel yaşamın olmaması ve eşlerden birinin bu konuda eksiklik hissetmesi, ortak hayatı devam ettirmek için bir engel olarak görülmekte ve birçok boşanma kararının gerekçesini oluşturmaktadır. yani bugun siz eşinizle cinsel ilişkiye giremediğiniz için, boşanma davası acabilir ve boşanabilirsiniz. bunun böyle olması da bana göre olması gerekendir. konunun ahlaki ve vicdani sorgulaması kişinin kendi içinde görecelidir.
ilk paragrafta bahsettiğimiz cümleye dönersek,
bu konunun böyle olması, evlenme ve cinsel ilişki arasında nedensellik bağı olduğu anlamına gelmez. yani siz istediğiniz zaman eşinizle cinsel ilişkiye giremezsiniz. bu, hiçbir şekilde eşinize şiddet uygulamanın ya da şiddet yoluyla eşinizle cinsel ilişkide bulunmanın mazereti olamaz!
konu aile hukuku ve ceza hukuku bakımından iki farklı şekilde irdelenmelidir. ben istediğim zaman eşimle cinsel ilişkide bulunabilmeliyim demek, konuya cok dar bir bakış acısı getirir.
malesef günümüzde kadınlarımızın öenmli bir sorunu olan cinsel şiddet, evlilik dışında değil, evlilik içinde de gerçekleşmektedir. toplumun gelenekçi yapısı ve aile kurumuna olan aile yapsını korumaya yönelik korumacı baskısı evlilik içi cinsel şiddete karşı kadınlarımızın gözyummasına neden olmaktadır.
29 Temmuz 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder